Edebiyat Okumaları – Metin 2

Kategori: Metafor | 0

Antigone ve Direnişi (Vicdani Red)
Sophocles’in Antigone adlı trajediasında (M.Ö. 440) pozitif yasaların üstünde başka yasalar bulunduğu anlatılır ve Polis yasaları¬nın tartışılmazlığı tartışılır. Antigone’un sesi, Polis’in katı yasalarının baskısına karşı bir başkaldırının, direnişin sesidir. Vicdanî red olayı¬nın ilk belirtisidir.

Oyunun konusu şöyledir: Antigone, erkek kardeşi Polynice’in, Polis geleneklerine göre gömülmesini yasaklayan kral Creon’un emrine karşı çıkar ve kardeşini gömer. Olaylar şöyle gelişmiştir: Antigone’un iki erkek kardeşinden birisi (Eteocle) Polis için savaşmış ve ölmüştür, diğer karde¬şi (Polynice) ise, Polis’e karşı savaşmış ve ölmüştür. Kral Creon, Eteocle’un kahramanlara yaraşır bir cenaze töreni ile gömülmesini emreder, Polyanice’in ise, gömülmesini yasaklar, o, aç kuşlara, kurtlara yem ola¬caktır. Ölülerin gömülmesi önemli bir sorundur, Polis inançlarına göre üstüne lahit konmayan ölülerin ruhları sonsuza dek huzur bulamaz. İşte Antigone, kralın bu emrine karşı gelir ve kardeşini gömer. Çünkü, kralın koyduğu yasak tanrı Zeus tarafından konmuş bir yasak değildir.

Antigone, ölümlü bir insanın, kralın vermiş olduğu bir emr insanları, tanrıların yasalarını çiğnemeye, tanrıların yazılı olmay yasalarına aykırı davranmağa zorlayamıyacağı inancındad Antigone, tanrıların emirlerinin değişmez, değiştirilemez kurallar ok ğunu kralın bile bu emirleri değiştiremiyeceğini savunur. Antigo Pölis’in yasalarının, kurallarının üstünde yazılı olmayan üstün yas ların bulunduğunu iddia etmektedir. Yazılı olmayan bu yasala nasıl ulaşılacaktır? Antigone, bu yasaların insanın içinde, vicdanı da olduğunu ileri sürer. Böylece Antigone, vicdanının adalet ve ha kaniyet duygusuna aykırı emirlere uymayacaktır… Antigone, direı sini, Polis düzenine üstün evrensel bir adalet adına yapmaktad Pölis’in herşey demek olmadığını, onun üstünde bir adalet ve ha katiyetin olduğu iddiasını ortaya atar.

Ne var ki, kral Creon’un enirinin keyfî olduğu da iddia edilemt çünkü, gömülmesini yasakladığı kişi Pölis’e ihanet etmiş bir vati hainidir. Bu nedenle Pölis’in yasalarının ve tanrılarının yurttaşları] sağladığı korumayı kaybetmiştir. Öte yandan bir kralın görevi Polis’ yasalarını uygulamak ve Pölis’in birlik ve bütünlüğünü koruma tır. Böylece bir yanda siyasal iktidarın gereklerinin yerine getirilme düzenin, barış ve güvenliğin sağlanması, diğer yanda bireyin vicdanı dan doğan adalet anlayışı karşılaşmakta ve çatışmaktadır.

Öte yandan, Antigone’un direnişinin Pölis’in gelenekleriı uyulmasını sağlamak amacını güttüğü ve Antigone’un, kardeşin Pölis’in geleneklerine uygun olarak gömülmesini sağlamak iç emirlere karşı geldiği de düşünülebilir. Bu düşünce bir açıdan do rudur, ancak bir başka açıdan, Pölis’e ihanet ederek, yurttaş oln niteliğini kaybetmiş bir kimseye, Pölis’in sadece yurttaşlar iç uyguladığı geleneklerin uygulanmasını istemek de Polis düzeniı karşı bir direniştir.

Antigone, yazılı olmayan kuralların, Polis kurallarına üsti olduğuna ve bu üstün kurallara uyulması gerektiğine inandığı iç direnmektedir, bu da onu Socrates’den ayırmaktadır. Daha sonra yüzyıllarda -Ortaçağda, Reform hareketi içinde, Modern çağda siyas iktidardan gelen baskılara karşı direnme söz konusu olduğunda, direnn koşulları ayrıntılı biçimde işlenecek ve bireylere, vicdanlarının sesi) göre, kuralları değerlendirme ve direnme hakkı ve yetkisi tanınırken hg sas davranılacaktır. Bunun nedenini anlamak da zor değildir… Çağımız “vicdanî red” anlayışının ilk belirtisini Antigone’da görebiliriz.

ANTIGONE’NİN MÜDAFAASI VE SONU
Kreon — Şimdi söyle, fakat kısa kes: Bu işi yasak eden emrimi bi¬liyor muydun?
Antigone — Biliyordum. Nasıl bilmem? Herkese ilân edildi.
Kreon — Demek buna rağmen, benim emrime karşı gelmeye cüret ettin’
Antigone — Fakat bana bu emri veren Zeus değildi, Hades’de hü¬küm süren Dike de biz fanilere böyle bir nizam yüklememişti. Senin emirlerinde, insan sözlerini tanrıların değişmez kanunlarından üstün ya¬pacak bir kudret bulunduğunu zannetmiyorum. Çünkü, bu kanunlar yal¬nız dün ve bugün yaşamıyorlar, bunlar ebediyen mer’îdirler ve ne za¬mandan beri mevcut olduklarını bilen yoktur. Bunun için, insanların ar¬zularından yılarak, yarın, tanrıların cezasına çarpılmak istemiyorum. Şim¬di ölüm beni vaktinden evvel alırsa, bu, benim için bir kazançtır. Beni doğuran ananın oğlunu mezarsız kalmış görmek, her halde acı olurdu. Eğer yaptığım iş, sana çılgınlık gibi geliyorsa, varsın bir çılgın, beni çıl¬gınlıkla itham etsin!
Koro Başı — Babasının asi ruhu kızında kendini gösteriyor: Felâ¬ket karşısında boyun eğmeyi öğrenmemiş.
Kreon — Fakat şunu bil ki, bu mağrur dikbaşlılık çabuk kırılır. Ateş¬te fazla su verilerek sertleştirilen çeliğin daima daha çabuk kırıldığını her halde görmüşsünüzdür. Bilirim ki, dizginler kısa tutulduğu zaman atın azgınlığı çabuk yatışır. Başkalarının emri altında yaşayanların ken¬dilerini büyük bir şey zannetmeleri doğru değildir… Fena bir iş yapar¬ken yakalanıp da bu işi asil bir çehreyle süslemek isteyenlerden daha çok nefret ederim.
Antigone — Bana ölümden daha kötü bir şey mi yapmak istiyorsun?
Kreon — Hayır, bu olduktan sonra benim için her şey oldu demektir.
Antigone — Öyleyse ne bekliyorsun? Sözlerinde beni memnun ede¬cek bir taraf yok, olmayacak da. Benim sözlerim de her halde senin ho¬şuna gitmiyor. Buna rağmen, ben, kendi öz kardeşimi mezara koymuş olmak gibi asil bir şerefi başka nerede kazanabilirdim? Buradakilerin hepsi, ağızlarını korku bağlamış olmasa, bunu doğru bulduklarını söy¬lerdi.
Kreon — Thebai’liler arasında bunu böyle gören yalnız sensin. Bun¬lardan ayrı düşündüğün için utanmıyor musun?
Antigone — Hepsi böyle görüyorlar, fakat korkudan dillerini tutu¬yorlar.
Antigone — Öz kardeşime saygı göstermekte utanacak ne var?
Kreon — Onunla dövüşüp ölen de kardeşin değil miydi?
Antigone — Aynı ananın ve aynı babanın oğluydu.
Kreon — Ötekine karşı alâka göstermekle, buna karşı günaha gir¬miyor musun?
Antigone — Mezarında istirahat eden, böyle hüküm vermeyecektir.
Kreon — Fakat sen, ona da bir günahkâra karşı gösterdiğin hürme¬ti gösterirsen?
Antigone — Onunla beraber ölen bir kardeşti, bir köle değil.
Kreon — Birinin koruduğu bu memleketi, öteki harap ediyordu.
Antigone — Olsun, Hades, ikisi için de aynı mezar hakkını tanır.
Kreon — Ama orada da iyi adam, kötü adamla müsavi muamele gör¬meyi istemez.
Antigone — Ölüm diyarında da böyle bir kaide olduğunu bana kim töyleyebilir?
Kreon — Düşmanımız, bizim için hiç bir zaman, hatta ölümünden sonra da dost değildir.
Antigone — Ben dünyaya kin değil, sevgi paylaşmaya geldim.
Fakat Antigone, aynı zamanda Kreon’un oğlu Haimon’la ni¬şanlıdır ve aşk tanrısı Eros, onların arasında derin ve kopmaz bir sevgi yaratmıştır. Bu sebeple Haimon, babasına, «haksız bir iş yaptığını» söyleyince Kreon, onun «bir kadına köle olduğu için» böyle düşündüğünü haykırır. Kreon’un emir ve ısrarıyle Antigone, «kayalar arasında oyulmuş gelin odası» dediği, taştan bir mezara diri diri gömülür.
O sırada âmâ bir kâhin, «ışıklı bir dünyanın malı olan bir insanı karanlık bir mezara kapattığı» ve «yeraltı tanrılarına ait birini törensiz, duasız ve mezarsız bıraktığı» için Kreon’un ba¬ğına büyük felâketler geleceğini söyler. Kreon, korkar, Antigone’ yi mezarından kurtarmaya koşar, fakat geç kalmıştır: O gidince sahneye gelen bir haberci, Haimon’un kendisini öldürdüğünü bil¬dirir. Oğlunun intiharını haber alan kraliçe Eurydike de sessiz¬ce sarayına çekilerek, vücuduna bir hançer saplayıp ölür.
Kreon, bunları duyunca dövünmeye başlar:
Kreon — Eyvahlar olsun! Bu benim günahım!.. Evet, sizi ben öl¬dürdüm. Ben zavallı deli!.. İşte bağıra bağıra söylüyorum… Alın beni uşaklar, götürün beni, çünkü ben, artık yaşamıyorum. Ben artık bir hiç¬ten başka bir şey değilim.
Koro Başı — Eğer felâkette şifa varsa, sen en şifalı yolu seçtin. Çün¬kü, başa gelen dertlerin üzerinde fazla durmayan, bahtiyardır.
Kreon — Gel, ey tatlı ölüm! Bir kere de bana görün ve dertlerimin sona ereceği günü getir. Gel, yarını bana canlı gösterme!
Koro Başı — Artık hiç bir şey isteme. Faniler, alınlarına yazılmış felâketlerden asla kurtulamazlar.
Kreon — Öyleyse beni, bu sefil adamı buradan götürün. Oğlum, se¬ni isteyerek öldürmedim. Karıcığım, seni de… Eyvanlar olsun! Elimi uzat¬tığım her şey dağılıp gidiyor. Mukadderatın darbesi başıma indi.
Koro — Ey insan! Temkinli bir akıl, mesut olmanın birinci şartıdır. Tanrılara saygı göstermeyi asla unutma! Gurura kapılanlar, büyük söz¬lerinin cezasını ağır darbeler yiyerek çekerler; böylece, akıllı olmayı ih¬tiyarlıkta öğrenirler.

Metin Üzerinde Çalışmalar:
1 — Antigone trajedisi, toplu olarak, nasıl bir düşünüş ve inanışı ifade edi¬yor? Bu ifadeyi en çok hangi cümlelerde buluyorsunuz? Gösteriniz.
2 — Antigone’nin sözlerinden ve hareketlerinden, onun terbiye ve karakteri hakkında nasıl bir fikir edindiniz?
3 — Antigone, gömülmeyen kardeşini müdafaa ederken: «Ölen, bir kardeşti, bir köle değil!» diyor. Bu sözden ne anlıyorsunuz?
4 — Bu facianın hazırlanmasında asıl günah kimindir? Polyneikes’e Thebaî’yi kuşatma hırsı veren sebep nedir? Bu bakımdan devlet idarecilerinin nelere dik¬kat etmeleri, hangi zaaflardan kaçınmaları gerekiyor? Kreon, hüküm verirken bu
noktayı hesaba katmalı mıydı? Yeni kral, ayrıca nelere aykırı hareket ettiği için bu felâkete uğramıştır?
5 — Eserde Polyneikes’in de tam bir günahsız olmadığını ve Kreon’un haklı sayılacak tarafları bulunduğunu düşündürecek noktalar var mıdır?
6 — Okuduğunuz parçada Antigone’nin en kuvvetli ve insanî sözü hangisidir? Niçin?
7 — Esere göre, bütün bu olaylardan kral Kreon’un kazancı ne olmuş? Bu bakımdan koroya söyletilen son sözlerin manası nedir? Açıklayınız.

Yorumlar kapalıdır.