Güvercin derin bir nefes alarak tertemiz havayı içine çekti…
Tüm vücudunun ve hücrelerinin aldığı nefesle yıkanıp arındığını hissediyordu…
Aldığı nefesle havayla bütünleştiğini ve temizlendiğini bilerek gülümsüyordu…
Güvercin aldığı nefesle yenilenirken dünyaya bakışı da değişiyor ve yaşaya sevinci artıyordu…
Sonra değişim zamanı geliyor ve güvercin aldığı kocaman nefesi yine derin bir solukla dışarı bırakıyordu… Bu soluk verişle birlikte içindeki işi bitmiş her şeyi dışarı atarken gençleştiğini ve hafiflediğini biliyordu güvercin…
Ne güzel diye düşündü güvercin ve sonra havaya döndü;
Biliyor musun dedi soluk verirken de beni arındırıyorsun…
Sonra yeniden belki de otomatik olarak yine derin bir nefes alarak canlanıyorum diye devam etti…
Canlanma zamanı dedi hava…
Döngü dedi güvercin…
Sen döngü hakkında ne biliyorsun ki diye sordu hava?
Güvercin aldığı nefes döngüsüne odaklanmıştı…
Kendini dipdiri hissediyor ve yaşama sevinciyle gülümsüyordu…
Canı havayı kızdırmak, onunla yarenlik etmek istiyordu…
Havaya dönerek ben ne bilebilirim ki diyerek boynunu büktü…
Döngüyü asıl sen bilirsin,
Sen dört elementten biri değil misin?
Evet haklısın diye şımardı hava…
Evrenin maddesi havadır,
Tüm canlıları hava yaratır,
Hava sıkışarak su ve toprak olur,
Yoğunluğunu kaybederek ateşe dönüşür…
İşte bu döngüdür diye kabararak sözlerini tamamladı hava.
Ama ya su diye sordu güvercin ne olmuş suya dedi hava….
Ama su da evreni açıklarken ilk ve temel maddenin kendi olduğunu söylüyor…
Bu nokta da su söze karıştı…
Tabi ki dedi ilk ve temel madde sudur su tüm canlılar için gereklidir, su hayat kaynağıdır…
Ben yaratanın gücüne sahibim, evrenin temel maddesi ve yapı taşıyım…
Toprak yoğunlaşmış sudur…
Hava ise yoğunluğu azaltılmış su…
Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz, sular sürekli olarak akmakta ve döngü tamamlanmaktadır dedi su…
Ya ateş diye sordu güvercin…
Ateş mi diye duraladı su… Ateş benim ezeli rakibim ve aynı zamanda asla ulaşamayacağım sevdam diye mırıldandı… Güvercin anlamamıştı, şaşkınlıkla suya bakıyordu…
Ateş diye devam etti su…
Ateş benim hem en büyük korkum ve hem de en büyük sevincimdir.
Onunla hareket eder onunla sabitlenirim…
Belki de ateş ve ben birbirimize mahkumuzdur…
Belki de gerçek döngü biziz,
Biz döngüye mahkumuz…
Dur dedi birden güvercin,
Ne olur yavaşla düşüncelerini takip edemiyorum…
Su kaynatıldığı zaman genleşir ve buhara dönüşür.
Buhar soğutulduğu zaman üşür ve kendi içine dönerek suya dönüşür.
Su olarak daha da soğutulduğum zaman donar ve katı maddeye buza dönüşürüm…
Donmuş su ısıtıldığı zaman yeniden suya dönüşür…
Evet işte bu döngü dedi güvercin ama aklı karışmaya başlamıştı…
Üzerine konduğu ağaca baktı ve ya toprak diye sordu?
Toprak, kendisinden bahsedildiğini duymuştu sanki
Yaşam bendeki değişimdir dedi toprak…
Ben yaşamın ta kendisiyim, her değişim beni gerektirir.
Aynı zamanda her değişim hareketi gerektirir.
Değişim ve hareket ise, başlangıçında; daima daha yukarıya ve üstün bir dünyaya doğru ve eskinin yerine yeniyi getirerek aşağıdan yukarıya bir süreçle gerçekleşir.
Gelişme hiçbir alanda kendisine ait eski varlık biçimlerini yadsımaksızın meydana gelmez.
Aynı şekilde her şey ister istemez karşıtına dönüşür.
Tez antitez ve sentez süreci de bir döngüdür.
Süreç başlangıçta her zaman için daha üstün bir düzeyde ve daha gelişmiş olarak dönüşür.
Bir denge noktasından sonra tersine hareket eder, kendi merkezkaç kuvvetini oluşturur.
Böylece her şey karşıtına dönüşür.
Tavuk yumurta, yumurta tavuk olur.
Ama hiçbir zaman aynı tavuk ve aynı yumurtaya dönüşmez.
Gerçekte tavuktan yumurtalar çıkar ve o yumurtalardan da birçok başka ve yeni tavuklar meydana gelir.
Döngü budur dedi toprak.
Değişim her zaman ya ileriye ve yukarıya doğru meydana gelir ki bu doğrudan yaşama katılımdır ya da geriye ve aşağıya doğru hareketi getirir ki bu da yeniden doğmak üzere yok oluşu ve bitişi gerektirir.
Döngü bir yandan gelişerek yaşama katılımı arttırırken öte yandan ölüme dönüşür…
Güvercinin aklı karışmıştı yine…
Döngü bir değişim hareketi midir diye sordu toprağa.
Evet dedi toprak döngü gerçekte döngü aynı zamanda dairesel veya dairesele yakın bir harekete sahip olan bir sarmaldır.
Sarmalın kendi içine kapanmış uçlarından biri aşağıya doğru giderken diğer ucu yukarılara uzanır…
Sanki döngü matematiktir, diyeceksin gibi geliyor bana, dedi güvercin…
Hava su toprak konuşmuştu.
Ya ateş, diye düşündü güvercin
Suyun ezeli ve ebedi rakibi ve sevdalısı ya ateş dedi kendi kendine
Tam bu düşünceleri aklından geçirirken birden ısındığını hissetti…
Ateş güvercini selamlıyordu…
Döngüyü soruyormuşsun galiba diye konuştu ateş
Evrenin temel maddesi ve ası gerçekte ateştir.
Evrende her şey yanmaktadır.
Toprak su hava gibi tüm maddeler dönüşüm halinde olan ateşten başka bir şey değildir.
Her şey akar giderken ister istemez karşıtına dönüşür.
Evren, her alanındaki kuru yaş, ölüm hayat, soğuk sıcak, sağlık hastalık, gençlik yaşlılık, yaşam ölüm gibi karşıtlıkların ve ikiliklerin sürekli çarpışmasıyla ayrılıp birleşmeye doğru devinir.
Peki bu savaş değil midir diye sordu güvercin…
Evet ama belki de savaşın bizzat kendisi ateştir diye söylendi ateş.
Savaş, her şeyi yakar yıkar ve arındırır.
Ve belki de bu yüzden savaş her şeyin babasıdır, dedi ateş.
Bu nasıl bir savaştır ki sonunda iyi bir şey yaratır diye şaşkınlıkla sordu güvercin
Zıtlıkların çarpışması sonucunda doğal olarak güçlü olan tarafın egemenliği söz konusu olur ki bu savaşı bitirirken barışı getirir dedi ateş ve devam etti;
Gerçekten her savaş barışı gerektirir ki böylece döngü kendi içinde tamamlanır.
Döngü budur.
Güvercin bütün söylenenleri aklından geçirdi bir anda sonra en saf haliyle yeniden sordu:
Tüm anlattıklarınızı dinledim.
Evet kabul ama, peki gerçekte döngü nedir?
Diye sordu kafası karışmış bir şekilde yeniden…
Biraz önce fark etmeye başladın dedi boşluk…
Döngü matematiktir, dedi sonra.
Güvercin şaşkınlıkla bakınca devam etti sözlerine öte yandan döngü gerçekliktir aynı zamanda.
Ve döngü; havadır, sudur, topraktır, ateştir diye devam etti sonra da…
Peki Döngü ne arar, niçin hareket eder diye sordu bu kez de güvercin…
Döngü gerçeklik peşinde koşar, dedi boşluk.
Gerçeklik peşinde koşmak ne demektir?
Diye sabırsızlanmıştı şimdi güvercin.
Döngü gerçeklik peşinde koşarken sevgiyi ararmış diye gülümsedi boşluk…
Güvercinin akıl karışıklığı devam ederken, peki ama döngü diyerek yeni bir soruya başlıyordu ki kendi içinde bir ses duydu;
Kendi döngünü merak etmiyor musun? Diyordu içindeki ses.
Kendinden başka her şeyi sordun… Dedi boşluk
Güvercin döngüsü mü diye sordu güvercin…
Evet o diye cevap verdi boşluk…
Güvercin döngüsü dedi güvercin
Ağzını açtı ve sonra sessizce durdu…
Güvercin döngüsü, siyah ve beyaz güvercinin ezelden ebede kadar birbirine dönüşmesidir herhalde dedi düşünceli bir şekilde güvercin.
Peki güvercin döngüsü ne arar diye inatla sordu tekrardan boşluk…
Güvercin döngüsü de sevgiyi aramalı değil midir tüm döngüler gibi diye mırıldandı tereddütle…
Ye sevginin ötesi diye sorunca boşluk…
Kim bilir diye yavaşla söylendi güvercin…
Sevginin de ötesinde sadece döngü vardır belki de?
1077.-7.11.2012. 1636
Yorumlar kapalıdır.